10 Şubat 2013 Pazar

MISIRLI AKTİVİST KADINLARA YÖNELİK CİNSEL SALDIRILARA KARŞI KÜRESEL EYLEM ÇAĞRISI!

Mısırlı aktivist kadınların yazmış olduğu metnin Türkçe çevirisi:

(6 ŞUBAT 2013) BİZ; Dünyanın her yerinden ve her milletten farklı bireyler olarak cinsel terörün salgın gibi yayılmasını sessizlik içinde izlemeyeceğiz! 
Süregelen Mısır Devrimi’nde kendi bedenlerinden ödün vererek mücadele eden cinsel saldırı mağdurları ve Tahrir’i kurtarmak için hayatlarını tehlikeye atan cesur gönüllülere desteğimizi, dayanışmamızı ve selamımızı göndermek istiyoruz. 
Bu yüzden, dünyanın her yerinden insanlar olarak, bulunduğumuz ülke ve şehirlerde 12 ŞUBAT 2013- SALI günü Mısır Konsolosluğu önünde toplanacağız.  

SESİMİZİ YÜKSELTMEMİZE DESTEK OLUN; 
ÇÜNKÜ:
- Organize katil çetelerinin, barışçıl aktivistlere yönelik saldırı /yaralama /soyma /tecavüz etme ve öldürmelerini engelleyecek önlemler alınmamasından İKTİDAR PARTİSİNİ sorumlu tutuyoruz.  

- Mısır’lı kadın vatandaşların güvenliklerinin sağlanması için gereken korumanın tedarik edilmemesinden MISIR POLİSİ VE HÜKÜMET KURUMLARINI sorumlu tutuyoruz. Sadece bu değil, polisin kendisinin de cinsel taciz ve tecavüzde bulunduğunu biliyoruz.
 - Elini kolunu sallayarak gezen taciz ve tecavüzcülerin cezalandırılması için  yaptırım uygulayacak yasaları çıkartmayarak, cinsel suçlara tolerans gösterilmesinden GELMİŞ GEÇMİŞ TÜM MISIR HÜKÜMETLERİNİ sorumlu tutuyoruz. Tüm cinsel saldırı türleri için sıkı ve katı kanunların derhal yürürlüğe girmesini istiyoruz! 
Tacizci/Tecavüzcü yerine mağdurun yargılandığı, suçlandığı, ayıplandığı Mısır toplumunda, cinsel taciz, şiddet ve tecavüzün normalleştirilmesini / meşrulaştırılmasını lanetliyor ve reddediyoruz.
-  Suçu ifşa etmek yerine, suça maruz bırakılan kişinin özel hayatını ve mahremini ifşa eden sansasyonel, sorumsuz, iki yüzlü medyayı bu suçlara ortaklıktan sorumlu tutuyoruz.
- Protestocuları terörize etmek, Tahrir’in sembolize ettiği imajı zedelemek amacıyla, kışkırtılıp organize edilmiş çetelerin cinsel saldırılarına; ve Mısırlı kadın ve genç kızların kendi ülkelerinde hergün yüzyüze kaldıkları taciz/tecavüz ve istismara karşı; TÜM BİREYLERİ, POLİTİK PARTİLERİ, DEVRİMCİ VE OTONOM GRUPLARI DERHAL HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ. İnsan onuru ve özgürlüğü adına verilen mücadelede cinsel şiddetle savaşmak ÖNCELİKLİ olmalıdır.
- Süregelen Mısır devriminde yer alan bütün cesur kadınları ve erkekleri selamlıyoruz! Bize azimli ve yürekli olmayı, sonuna kadar direnmeyi, kararlılığı öğrettiniz! 

SESSİZ KALMAYACAĞIZ. YIKILMAYACAĞIZ. UTANMAYACAĞIZ.



Süregiden Mısır devrimi sırasında, cinsel terörizm Tahrir Meydanındaki kadın eylemcileri yaralamak, zayıflatmak ve aşağılamak amacıyla Mısırda organize çeteler tarafından son zamanlarda kapsamlı olarak kullanılan bir teknik. 
Size, bir kadının maruz kaldığı gerçek bir olayı anlatalım: kendisini birden arkadaşlarından ayırılmış ve 100, 200, 300 adam tarafından çevrelenmiş bulan bir kadını. Kıyafetleri bıçakla üzerinden yırtılırken vücudu yaralandı, boynunu çevirip saçlarından çekerek onu zorla öpmeye çalıştılar ve parmakları ile genital organına saldırırlarken yüzlerce el onun vücuduna dokundu. Bu saldırı 1 ya da 2 saat sürdü ve bu sırada kadın bir yerden başka bir yere, çamur ve lağım pisliğinin içinde sürüklenerek götürüldü. Kadına yardım etmeye çalışan diğerleri de aynı derecede saldırıya maruz kaldılar: adamlar elbiselerle boğarak ya da bıçakla tehdit ederek, aynı çemberin içinde alıp kadınlara aynı korkuyu yaşattılar. Üstelik şiddete maruz kalan kadın kaçmayı başardığında, bir çok yer ona sığınacak bir yer önermeyi dahi reddetti… Çünkü şimdiye kadar, toplumun gözünde, O bu suçun sorumlusuydu, saldırganlar değil. Toplumun gözünde, O utancın simgesi olarak görülüyordu, onu susturmaya çalışanlar değil.
Cinsel taciz/saldırı/şiddet son 10-15 yıldır Mısır toplumunda gittikçe daha da kabul edilebilir hale geldi, öyle ki bugün bunun en korkunç boyutuna, politik bir sindirme aracı olarak uygulandığına tanık oluyoruz. Aslında, kadın eylemcileri susturmak için cinsel tacizin kullanılması konusundaki ilk örnek bu değil: daha “Kara Çarşamba” olarak anılan 2005 Mayısında, Mubarek’e oldukça geniş başkanlık güçleri bahşeden anayasal değişikliklere karşı olan kadın eylemcileri dağıtmak için görevliler protesto sırasında cinsel tacizi bir yöntem olarak kullanmışlardı. Güvenlik görevlileri ve polis büyük ölçüde tacizi desteklerken ve pasif bir şekilde beklerken, eylemcilere yönelik saldırılar kaydedilmiş, kamulaştırılmış ve yaygın bir şekilde medyada dolaşıma sokulmuştu.
Tahrir Meydanındaki bu mezalim karşısında inisiyatiflerden oluşan bir grup Cinsel Taciz/Saldırı Karşıtı Harekat’ı –Mısır’da cinsel şiddet üzerine çalışan farklı inisiyatiflerin ve bağımsız gönüllülerin ortak çabasıyla oluşturulan– ve genç Mısırlıların olay yerinde karşılaştıkları cinsel saldırılarla mücadele etmek için bir araya gelip kendilerini eğittikleri Tahrir Koruyucusu adlı oluşumları kurdular. Bu oluşumlarda aynı zamanda saldırılara maruz kalan kadınların durumları da takip ediliyor. Gerçekleştirdikleri harekatlar sırasında kendilerinin de saldırıya uğradıkları gerçeğinin yanında, bu gruplar saldırıya maruz kalmış birçok kadının kurtulmasında oldukça başarılı oldular. Gönüllülerinin sayısı giderek artarken mücadeleleri bitmek tükenmek bilmiyor.

Mısır devriminin ikinci yıldönümü olan 25 Ocak 2013 tarihinde Cinsel Taciz/Saldırı Karşıtı Harekat’a
(OpAntiSH) gün içinde 19 vaka bildirildi ki bildirilmeyen vakalar da düşünüldüğünde bu sayı daha da yükselebilir. (Mısır’da SMS yoluyla cinsel taciz/saldırı olaylarının anonim bir şekilde anında rapor edildiği ve böylelikle bir ülke haritası çıkarılması için çalışan bir proje. Daha detaylı bilgi için http://harassmap.org/main?l=en_US)

Fakat yeniden teyit etmek gerekirse, her ne kadar Tahrir Meydanı kadınlara karşı cinsel saldırının en uç tarif edilemez halini görse de, cinsel şiddet Mısır’da kadınların gündelik hayatını etkileyen bir salgın haline gelmiş durumda. Mısır Kadın Hakları Merkezi tarafından 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre Mısırlı kadınların % 83’ü cinsel şiddete maruz kaldıklarını ifade etmiş, bunların % 50’si ise gündelik olarak maruz kaldıklarını söylemiş. Üzücü bir şekilde, HarassMap’e 1 genç mağdurlar tarafından çok fazla sayıda olay bildirilmiş, hem onların raporlama sistemlerine hem de gönüllüler tarafından. Okul çağındaki kızlar ve oğlanlar sıklıkla öğretmenleri, sınıf arkadaşları, doktorlar, taksi şoförleri ve hatta aile üyeleri tarafından ellenerek ve önlerinde mastürbasyon yapılarak ve hatta cinsel saldırıya maruz kalarak cinsel şiddetle karşılaşıyorlar. En tehlikelisi de, cinsel saldırıya tanık olan herhangi bir görgü tanığının saldırıyı durdurmak için müdahale etmemesi. Tam tersine, cinsel saldırıya sebep olduğu gerekçesiyle saldırıya uğrayan kişiyi suçlayıp saldırganı desteklemesi. Bununla birlikte, önceki ya da şimdiki hükümet tarafından saldırganın hukuki bir sonuçla karşılaşmasını sağlayacak ve bu salgına son verecek herhangi gerçek bir çaba da gösterilmedi, bu yüzden de HarassMap’in bu sorunun üzerine giderek cinsel şiddetin toplumsal kabulüne son vermeyi amaçlıyor. 

OpAntiSH’nin yakın zamanda yayınladıkları bir videoda dedikleri gibi:
“Sessiz kalmayacağız. Yıkılmayacağız. Utanmayacağız”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder